Tavus Kuşunun Hikâyesi

/
0 Comments
Tavus Kuşunun Hikayesi

Padişah bir gün tavus kuşlarından birini kendi bedenindeki ve kanatlarındaki güzellikleri göremeyecek şekilde üzerine bir deri giydirmeye karar verdi.

Üstelik sadece bir deliği açık olan kapalı bir kafesin içine konulmasını ve hayatta kalıp kuvvetini elden vermemesi için önüne bir miktar yem bırakılmasını emretti.

Böylece uzun bir zaman geçti. Tavus kuşu kendisini, padişahı, bağı ve diğer tavus kuşlarını unuttu. Kendisine baktığı zaman yalnızca değersiz bir deriden ibaret olduğunu ve karanlık bir yuvada yaşadığını görüyordu. Hatta bu deriden daha uygun bir beden ve içinde yaşadığı bu karanlık kafesten daha iyi bir yuvanın olmadığını kendince kabullenip inandı. Eğer biri yaşadığı bu hayattan daha iyi bir hayatın olduğunu ve yaşadığı yerden daha güzel bir yerin olduğunu iddia etse bu sözlerini küfrünün ve cehaletinin göstergesi olarak kabul edecek duruma gelmişti.

Ama bazen rüzgar estiğinde ağaçların, filizlerin, menekşelerin, yasemenlerin, diğer çiçeklerin ve bitkilerin kokusu yaşadığı kafesin deliğinden içeri sızınca ıstırap hissiyle birlikte anlatılamayacak bir lezzet duygusu tüm bedenini kaplıyor, neşeyle doluyordu. Ama bu şevkin neden kaynaklandığını bilmiyordu. Zira her şeyi unutmuştu. O deriden başka bir giysi o kafesten başka bir alem ve o yemlerden başka bir yem tanımıyordu. Ancak tavus kuşlarının seslerini, ötüşlerini ve diğer kuşların nağmelerini işitince yine o şevk ve isteği fark ediyor ama bu latif rüzgarın kaynağını hatırlamıyordu. Tavus kuşu uzun müddet bunların kaynağı hakkında düşündü: “Acaba bu güzel kokan rüzgar nedir? Bu güzel sesler nereden geliyor?”

Kendisini vatanını unutmuş olması onu cahil kılmıştı.

“Kendileri Allah’ı unutmuş, böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuştur.” (Kur'an-ı Kerim, Haşr suresi, 59/19. ayet)

Ama ne zaman bağdan bir rüzgar esse ve kuş seslerini işitse içinde sebebini anlayamadığı bir özlem duyuyordu. Padişah “Kuşu o kafesten ve deri posttan çıkarın.” emrini verene kadar tavus kuşu günlerini bu şaşkınlık içinde geçirdi.

“Kabirlerinden çıkıp Rablerine doğru koşuyorlar” (Kur'an-ı Kerim, Yasîn suresi, 36/51. ayet)

Tavus kuşu o kafesten kurtulunca bağının ortasında olduğunu fark etti. Kendi bedenine, bağın güllerine, fezasına ve dinlenme yerlerine baktı. Farklı kuş türlerinin seslerini ve ötüşlerini gördü. Kendi haline üzüldü.

“İşlediğim kusurlardan dolayı yazıklar olsun bana!” (Kur'an-ı Kerim, Zümer suresi, 39/56. ayet)

“Perdeni üzerinden kaldırdık. Bugün gözlerin pek keskindir.”
(Kur'an-ı Kerim, Kaf suresi, 50/22. ayet)

Şehabeddin Sühreverdi (ö. 1191), "Cebrail'in Kanat Sesleri"
Çeviren: Sedat Baran, 2006, Sûfi Kitap



You may also like

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.